NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO ve AB işbirliğine ilişkin ortak bildirgenin imza töreninin ardından AB Konsey Lideri Charles Michel ve AB Konsey Lideri Ursula von der Leyen ile ortak basın toplantısı düzenledi.
İsveç’in Türkiye’nin tüm taleplerini karşılayamayacağı yönündeki açıklamasına ilişkin görüşü sorulan Stoltenberg, “İsveç ve Finlandiya’nın katılım protokollerinin tamamlanacağına ve tüm NATO üyelerinin kendi meclislerinde katılım protokollerini onaylayacaklarına inanıyorum. . Bu Türkiye için de geçerli” dedi.
Stoltenberg, iki ülkenin NATO’ya katılım sürecinin ittifakın çağdaş tarihinin en hızlısı olduğunu vurgulayarak, İsveç ve Finlandiya’nın Türkiye ile Madrid’deki NATO Tepesi’nde imzalanan terörle mücadelede işbirliği konulu üçlü mutabakat zaptı konusunda anlaştığını hatırlattı. silah satışı kısıtlamalarının kaldırılması ve şöyle devam etti:
“Bunlar da yerine getiriliyor. Daha fazla bilgi ve istihbarat paylaşımı için kalıcı bir mekanizma oluşturdular ve terör tehditlerine karşı daha yakın çalışıyorlar. Türkiye’nin meşru güvenlik kaygıları var. Hiçbir NATO müttefiki terörden Türkiye kadar zarar görmedi. Bu nedenle NATO müttefikleri ile İsveç ve Finlandiya’nın bu konuda daha fazla çalışmasını memnuniyetle karşılıyoruz.”
“Güvenlik Garantili”
Stoltenberg, İsveç ve Finlandiya’nın şu anda NATO üyesi olmasalar da üyelik başvuruları öncesinden çok farklı bir noktada olduklarını da belirtti.
ABD’nin de aralarında bulunduğu bazı NATO ülkelerinin Finlandiya ve İsveç’e güvenlik garantisi verdiğini ve NATO’nun bölgedeki varlığını artırdığını hatırlatan Stoltenberg, iki ülke yetkililerinin artık birçok düzeyde NATO toplantılarına ve faaliyetlerine katıldığını kaydetti. .
Stoltenberg, “Katılım protokollerinin Türkiye ve Macaristan’daki parlamentolarının onayı ile tamamlanmasının önemini görüyorum. Bunun gerçekleşeceğine inanıyorum” dedi.
İsveç Başbakanı Ulf Kristersson, kısa bir süre önce Türkiye’nin ülkesinin NATO üyeliği için taleplerinin tamamını karşılayamayacaklarını belirterek, “Türkiye, yapacağımızı söylediğimizi yaptığımızı teyit ediyor ama aynı zamanda yapamayacağımız veya vermek istemediğimiz şeyleri istediklerini söyledikleri zaman.”
